29 Ağustos 2012 Çarşamba

10.ADLİ BİLİMLER KONGRESİ BİLDİRİLERİNİZİ BEKLİYOR...


Bildirileriniz Kongre Bilimsel Danışma Kurulu tarafından; 
• Sözel
• Poster bildiri olarak kabul edilerek değerlendirilecektir. 10.Adli Bilimler Kongresi’nde bilimsel kurulun seçtiği 30 bildiri 3 ayrı oturumda sözel bildiri olarak sunulacaktır.
• Bildiri özetlerinin gönderimleri elektronik iletişim ortamında kongre internet sitesinden gerçekleştirilecektir. Bildiri özeti gönderimlerinizi http://www.atud.org.tr/adlibilimlerkongresi10/ adresinden ve  atudkongre@gmail.com adresine mail atarak yapabilirsiniz.
• Bildiri özetlerinin hazırlanmasında en fazla 300 kelime kullanılmalıdır.
• Çalışmanızın sorumlu araştırmacısı bildiride yer almalı ve bildiriyi sunacak kişi belirtilmeli ve kongre kaydının yapılmış olması gerekmektedir.
• Özetler; amaç, yöntem, bulgular ve sonuç başlıklarıyla yer almalıdır.
• Özette,
Büyük harflerle başlık,
Yazarların ad-soyadları,
Yazarların çalıştıkları birimlerin isimleri yer almalı,
Sunum yapacak yazarın adı, soyadı, çalıştığı birim, telefon ve e-posta adresi belirtilmelidir.
• Yazarlar, bildirinin sözel veya poster bildiri olarak sunulması konusundaki tercihlerini belirtmelidir.
• Özet bildirinin adli bilimlerin hangi alanıyla ilişkili olduğu belirtilmelidir.
BİLDİRİ SON GÖNDERİM TARİHİ 01.EKİM 2012’DİR.

Sözlü Bildiriler
· Sözlü bildiri sunumları 22-23 Kasım tarihlerinde yapılacaktır. 
· Sunum süresi 7 (yedi) dakikadır.
· Sözlü bildiri sunumları Microsoft Office Power Point programında hazırlanmalıdır.
· Tüm salonlarda bilgisayar ve projeksiyon cihazı bulunacaktır, kişisel bilgisayarlardan sunum yapılmayacaktır.
·  Sunumlarınızı oturum saatinden en az 2 saat önce sunu kontrol masasına teslim etmeniz gerekmektedir.
  
Poster Bildiriler  
· Posterler kongre web sayfasında bildirilen tarih ve sıra numarasıyla Kongrenin Poster Sunum Salonunda 22-24 Kasım 2012 tarihleri arasında sergilenecektir.
· Poster bildirilerin yazı dili Türkçe’dir, eni 70 cm, boyu 100 cm olarak hazırlanmalıdır.
·  Posterdeki yazılar bir metre uzaktan rahatlıkla görülebilecek büyüklükte olmalıdır.
· Posterin başlığı; kabul edilen özetteki ile aynı olmalı ve poster başlığı büyük harflerle yazılmalıdır.
·  Çalışmanın amacı, gereç yöntem, bulgular, tartışma ve sonuç içeriği kabul edilen bildiri özetinin içeriği ile uyumlu olmalıdır.
·  Sorumlu yazarın iletişim adresi e-posta adresini içerecek şekilde açık olarak yer almalıdır.
·  Posterler tüm kongre boyunca sergilenecektir. Poster bildirilerinizi 22 Kasım 2012 saat 10.00’dan itibaren asabilirsiniz. Poster tartışmaları poster başında yapılacaktır. 

AYRINTILAR ÇOK YAKINDA WEB SİTEMİZDE...

DNA...


  • Şebnem Korur Fincancı
    Prof.Dr. Şebnem Korur Fincancı 
    İspanyollarla İngilizlerin genetik kökenlerinin 
    aynı olduğuna inanmak oldukça zor. Belki 
    İrlandalılarla İspanyolları biraz daha yakın 
    bulabiliriz. İngilizlerle İrlandalıları dahi bunca 
    benzemezlik içinde birbirleriyle 
    kıyasıya savaşırken resmettiğimiz zihnimizde, 
    İspanyollarla akrabalıklarını sorgulamak aklımıza 
    bile gelmez. Yirminci yüzyılın son 15 yılında 
    yakından tanımaya başladığımız bir molekül ilk on yılını geride 
    bıraktığımız yeni yüzyılın en önemli ilerlemelerinden biri olarak 
    değerlendirilmeli diye düşünüyorum bu nedenle.

    Fen bilimleri ile sosyal bilimler ilk gençlik yıllarımdan başlayarak benim için uzun 

    bir zaman uzlaşmaz çelişki olarak kaldı. Aralarında açıkça seçim yaptığımı 
    düşündüğüm ve otuzlu yaşlarıma kadar da seçimimde ısrarcı olduğum fen 
    bilimleri taraftarlığıyla yaşamımı sürdürdüm. Okul yıllarında tamamını okumaya 
    bir türlü sabredemediğim tarih ve coğrafya ders kitaplarından anacığımın 
    çıkardığı özetlerle durumu idare ettim. Zamanla hem tarih, hem de coğrafyayla 
    barıştım. Fen bilimlerinde eğitilirken edindiğim disiplinle farklı kaynaklardan 
    okuma ve eleştirel yaklaşım alışkanlığı, farklı kaynaklardan tarih ve coğrafya 
    bilgileri ile tanışmama vesile oldu. İnsanlığın evrimi kadar, evrimleşme 
    sürecinde yaptıkları; sebep sonuç ilişkileri de ilgi alanıma girdi. Ölümle 
    uğraşırken, insanlık tarihi boyunca ölüm algısına takıldım. Ölüm algısı beni 
    ölüm kültlerinden mitolojiye, mitoloji arkeolojiye sürükleyiverdi. Kendimi 
    1980’lerin sonunda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin Klasik Arkeoloji 
    bölümü koridorlarında dolaşırken, dersliklerinde yeniden öğrencilik yaparken 
    buluverdim. Öğretim üyesi olduğum üniversitede bir yandan da öğrenci 
    oluvermiştim. O pek uzak bulduğum sosyal bilimlere farklı bir pencereden 
    bakıyordum artık. Başta andığım molekülün, dezoksiribonükleik asit ya da 
    hepimizin artık pek yakından bildiğimiz DNA’nın da hızla hayatlarımıza girdiği 
    yıllarda bir yandan yaşadığımız toprakların kültürel çeşitliliğini adım adım 
    öğrenmeye çalışırken, bu molekülün de her durduğu yerde eklenen yeni 
    değişimlerle insanlığın dünya üzerindeki dağılımını ortaya koyan özelliğini ele 
    alan araştırmaları ilgiyle izledim.

    Bu yıl yaz tatilimin küçük bir bölümünde, Klasik Arkeoloji bölümünden 

    öğretmenim Prof. Dr. Elif Tül Tulunay’ın daveti ile Nif Dağı kazısının kısacık bir 
    bölümüne tanıklık edebilme olanağı buldum. Çok yararlandığım ve öğrendiğim 
    bu küçük ziyareti olanaklı kıldığı için, başta kazı başkanı olmak üzere tüm kazı 
    ekibine şükran borçluyum. Büyük bir özveriyle yürüttükleri çalışmalar, gün boyu 
    kazı alanında, sonrasında da birbirinden ilginç seminerlerle gece yarılarına 
    kadar kazı evinde devam ederken hem çok şey öğrendim, hem de yeni 
    düşüncelerle ufkum genişledi ve gelecekte bu topraklarda barış için 
    yapılabilecekler üzerine düşünme olanağı buldum.

    Klasik Arkeoloji yolculuğumu son yılında noktalamak zorunda kaldığım 1990’lar 

    hepimizin bildiği gibi kayıpların, infazların, işkencelerin yoğun olduğu ve 1980’li 
    yıllarda gördükleri işkencelerden sonra cezaevlerinden tahliye olmaya başlayan 
    işkence mağdurlarının da karşımıza çıkmaya başladığı, insan hakları mücadelesinin 
    en sıcak dönemlerinden biriydi. Bosna’da, Ruanda’da ve daha pek çok yerde 
    kıyımlar yaşanıyordu. Arkeoloji öğrenciliğime ara verip insan hakları 
    mücadelesinin tam zamanlı neferi olmak gerekiyordu. En iyi bildiğim işi yaparak 
    katkı sunmaya çalıştım. Adli tıp uzmanı kimliğimle gördüklerimi belgelemek 
    sorumluluğu taşıdığımı düşündüğüm için işkencenin, katliamların 
    belgelenmesini iş edindim. 

    İnsan hakları mücadelesinde önemli kazanımlar elde ettik bugüne dek. İşkencenin 

    dile getirilmesi dahi suç kabul edilirken, bugün ana akım medya bile bu suçu 
    teşhir edebilir oldu. Ne yazık ki savaşı ve ölümleri bitiremiyoruz bir türlü. Yalnız 
    bu topraklarda da değil, dünyanın dört bir tarafında dili, rengi ve çeşitlilikleri kar 
    hırsına paravan yapanların savaş oyunlarına yenik düşüyor insanlık. Kapılara 
    çentik atıp, doğum yerini suç nedeni sayıyor.

    O küçücük DNA molekülü üzerindeki M173 adı verilen mutasyon, İspanyol, 

    İngiliz ve İrlandalıların aynı kökenden geldiğini gösteriyor. Bugün çok sayıda 
    proje ile bu molekül üzerinde bulunan mutasyonlarla tarihi yeniden şekillendirme 
    çalışmaları yürüyor. Fen bilimleri ve sosyal bilimler kol kola. Hele 140,000 yıl 
    önce ilk analarımızın Afrika’dan yola çıkarak tüm dünyaya yayıldığını ve 
    hepimizin ortak bir anaya sahip olduğunu bilirken, durduğumuz her yerde 
    edindiğimiz biyolojik çeşitliliklerimizi ayrımcılık için kullanmak yerine 
    hayatlarımızın da çeşitliliği olarak ortaya koyabilecek bu araştırmalar beni 
    heyecanlandırıyor. Barış için bir umut olabilir DNA denen şu molekül.

EAFS 2012'NİN ARDINDAN...



The Netherlands Forensic Institute 
(NFI) tarafından ENFSI ile birlikte organize edilen "6th European Academy of Forensic Science" kongresi Hollanda'da The Hague kentinde  20-24 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirildi. 





800'ün üzerinde bilim insanının katıldığı kongrede özellikle adli bilimlerde bilimsel gelişmeler ve yeni teknolojilerin kullanımı ile adli bilimler alanında eğitim standardizasyonu, yeterlilik ve Avrupa'da yeterlilikte standardizasyon gibi konular tartışıldı. 





Türkiye'den de İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nden yoğun katılım olduğu gözlenirken Mersin Üniversitesi, Bülent Ecevit Üniversitesi, Adli Tıp Kurumu ve Jandarma Kriminal Dairesi'nden katılımcılar sözel ve poster bildirilerle kongrede sunum gerçekleştirdiler. 

Wim Neuteboom ile...




Daha önceden Adli Tıp Uzmanları Derneği adına Ankara'da görüşülen Kongre Başkanı Wim Neuteboom'ın yakın ilgisi ile karşılaştığımız kongreden bazı fotoğrafları paylaşıyoruz. Kongreyle ilgili sunumlara, bildirilere, fotoğraflara ve daha fazlasına http://www.eafs2012.eu/ linkinden ulaşabilirsiniz. Bu arada EAFS 2015, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da gerçekleştirilecek.

TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASINDA KURUM KATKISINA İLİŞKİN USUL VE ESASLARA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2010/1)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ...

28 Ağustos 2012 SALI
Resmî Gazete
Sayı : 28395
TEBLİĞ
Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) ile Sağlık Bakanlığından:
TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK
SİGORTASINDA KURUM KATKISINA İLİŞKİN USUL VE ESASLARA
DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2010/1)DE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
MADDE 1  21/7/2010 tarihli ve 27648 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2010/1)in ekinde yer alan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları” aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
A. SİGORTANIN KAPSAMI
A.1. Sigortanın Konusu
Bu sigorta sözleşmesi, 1219 sayılı Kanunun Ek 12 nci maddesi çerçevesinde, serbest ya da kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların poliçede belirtilen mesleki faaliyeti ifa ederken, sözleşme tarihinden önceki on yıllık dönemdeki veya sözleşme süresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine, bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlar. Ancak on yıllık dönemin başlangıcı 30 Temmuz 2009u geçemez ve bir aydan fazla sigortasız kalınan dönemlerde meydana gelen olaylara bağlıolarak sigortalı dönemlerde yapılan ihbarlar için sigorta koruması yoktur.
Sigortalının mesleki faaliyete son vermesi halinde, birinci paragraftaki teminata ek olarak, son sigorta sözleşmesi dönemindeki mesleki faaliyetinden dolayı sözleşmenin bitiş tarihinden iki yıl sonrasına kadar ortaya çıkabilecek talepler de teminat dahilindedir.
A.2. Sigortanın Coğrafi Sınırı
Bu sigorta, sigortalının Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ifa ettiği mesleki faaliyetler için geçerlidir.
A.3. Teminat Dışında Kalan Haller
Aşağıdaki hâller teminat kapsamı dışındadır:
a) Sigortalının, poliçede belirlenmiş ve sınırları hukuk kuralları veya etik kurallar ile tespit edilen mesleki faaliyeti dışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan tazminat talepleri,
b) Mesleki faaliyetin ifası sırasında sigortalı tarafından kasten sebep olunan her tür olay ile davranışları,
c) Sigortalı veya çalıştırdığı kişilerin, poliçede belirtilen mesleki faaliyeti ifa ederken alkol, uyuşturucu ya da narkotik maddelerin tesiri altında bulunması sonucunda meydana gelen olaylar,
çİnsani görevin yerine getirilmesi hariç, sigortalının, sigorta primine destek veren kuruluşların sorumluluk alanıdışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan tazminat talepleri,
d) İdarî ve adlî para cezaları dahil her tür ceza ve cezai şartlar,
e) Her türlü deneyden kaynaklanan tazminat talepleri.
A.4. Sigortanın Başlangıcı ve Sonu
Sigorta, poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğlen saat 12.00de başlar ve öğlen saat 12.00de sona erer.
B. ZARAR VE TAZMİNAT
B.1. Rizikonun Gerçekleşmesi
Sigorta sözleşmesinin konusuna ilişkin olarak sigortalının kendisine tazminat talebinde bulunulduğunu öğrendiği ya da zarar görenin doğrudan doğruya sigortacıya başvurduğu anda riziko gerçekleşmiş sayılır.
B.2. Rizikoya İlişkin Olarak Sigorta Ettirenin Yükümlülükleri
Sigorta ettiren, aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür:
a) Haberdar olduğu andan itibaren rizikonun gerçekleştiğini derhal sigortacıya bildirmek,
b) Sigortalının sorumluluğunu gerektirecek olayları, on gün içinde, sigortacıya bildirmek,
c) Sigorta sözleşmesi yokmuş gibi, imkanları ölçüsünde zararıönlenmesi, azaltılması ve artmasınıönlenmesi için gerekli her türlü önlemi almak ve bu amaçla sigortacı tarafından verilecek mesleki faaliyet dışındaki sigortacılıkla ilgili makul talimatlara uymak,
ç) Sigortacının talebi üzerine, olayın ve zararın nedeni ile hangi hâl ve şartlar altında gerçekleştiğinin ve sonuçlarının tespitine; tazminat yükümlülüğü ve miktarı ile rücu hakkının kullanılmasına yarayacak, elde edilmesi mümkün bilgi ve belgeleri makul sürede vermek,
d) Zarardan dolayı, dava yolu ile veya başka yollarla bir tazminat talebi karşısında kaldığı veya aleyhine cezai kovuşturmaya geçildiği hâllerde, durumdan sigortacıyı derhal haberdar etmek ve tazminat talebine ve cezai kovuşturmaya ilişkin olarak almış olduğu ihbarname, davetiye ve benzeri tüm belgeleri gecikmeksizin sigortacıya vermek,
e) Sigorta konusu ile ilgili başka sigorta sözleşmesi varsa bunları sigortacıya bildirmek.
B.3. Rizikoya İlişkin Olarak Sigortacının Hak, Borç ve Yükümlülükleri
B.3.1. Giderlerin Ödenmesi
Sigortacı, zararı önleme, azaltma, artmasına engel olma ve rücu haklarının korunmasına yönelik sigortalının yaptığı makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, sigorta tazminatından ayrı olarak tazmin eder.
Sigortacı, sigorta ettirenin istemi üzerine giderlerin karşılanması amacıyla gerekli tutarı avans olarak ödemek zorundadır.
B.3.2. Tazminata İlişkin Avans Verilmesi
Sigortacı, sigortalının talebi üzerine, tazminat talebine ilişkin giderler için avans vermek zorundadır.
B.3.3. TazminatıÖdenmesi
Rizikonun gerçekleşmesi hâlinde, özel durumlar hariç olmak üzere, hangi belgelerin istenileceği poliçe ekinde açık ve anlaşılışekilde yer almak zorundadır.
Sigorta tazminatı, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmasından kırkbeş gün sonra muaccel olur. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmişse süre işlemez.
Araştırmalar, rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmasından ya da zarar görenin doğrudan sigortacıya başvurmasından başlayarak üç ay içinde tamamlanamamışsa; sigortacı, tazminattan mahsup edilmek üzere, tarafların mutabakatı veya anlaşmazlık hâlinde mahkemece yaptırılacak ön ekspertiz sonucuna göre süratle tespit edilecek hasar miktarının en az yüzde ellisini avans olarak öder.
Borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer.
Sigortacının temerrüt faizi ödeme borcundan kurtulmasını öngören sözleşme hükümleri geçersizdir.
B.3.4. Sigortalıya Yardım
Sigortacı, sigortalı tarafından usulüne uygun olarak bildirimde bulunulması ya da zarar gören tarafından kendisine doğrudan talepte bulunulmasından itibaren beş gün içinde, zarara uğrayanın istemleriyle ilgili olarak ve sigortalının adına, fakat sorumluluk ve tüm giderler kendisine ait olmak üzere, gerekli hukuki işlemlerin gerçekleştirilip, kararların alınmasını ve ayrıca savunmaya yardımda bulunmayı üstlenip üstlenmeyeceğini sigortalıya bildirir. Bu sürenin sonuna kadar yapılması zorunlu işlemleri sigortalı yürütür. Sigortacı yaptığı işlemlerde sigortalının hak ve menfaatlerini gözetir.
Sigortacı bildirimde bulunmamışsa, sigortalı aleyhine kesinleşen tazminatı öder. Ancak, sigortalının sigortacının onayını almadan yaptığı sulh sözleşmesi, bildirimden itibaren onbeş gün içinde onay verilmemişse, sigortacıya karşıgeçersizdir; sigortacı haklı olmayan sebeplerle sulhe onay vermekten kaçınamaz.
B.3.5. Sigortacının Zarar Görenden Bilgi Alma Hakkı
Sigortacı, zarara sebep olan olayın ve zarar miktarının belirlenmesi amacıyla, zarar görenden bilgi isteyebilir. Zarar gören, sağlanması ihtimali bulunan ve istenilmesi haklı görülebilecek ilgili tüm belgeleri sigortacıya vermek zorundadır. Zarar görenin bu zorunluluğa uymaması hâlinde, durumun zarar görene yazılı bildirilmiş olması kaydıyla, sigortacının sorumluluğu, zorunluluk yerine getirilmiş olsaydı ödemek zorunda kalacağı miktarla sınırlıdır.
B.3.6. Zarar Görenle İlişkide İfa Yükümlülüğü
Sigortacı, sigortalıya karşı ifa borcundan tamamen veya kısmen kurtulmuş olsa da, zarar gören bakımından ifa borcu, zorunlu sigorta miktarına kadar devam eder.
Sigorta ilişkisinin sona ermesi, zarar görene karşı ancak, sigortacının sözleşmenin sona erdiğini veya ereceğini yetkili mercilere bildirmesinden bir ay sonra hüküm doğurur.
Zarar, sosyal güvenlik kurumları tarafından karşılandığı ölçüde sigortacının sorumluluğu sona erer.
B.4. Halefiyet
Sigortacıödediği tazminat tutarınca, hukuken sigortalının yerine geçer.
B.5. Doğrudan Dava Hakkı
Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.
C. ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER
C.1. Sigorta Priminin Ödenmesi ve Sigortacının Sorumluluğunun Başlaması
Sigortacının sorumluluğu, primin ödenmesi ile başlar. Aksi kararlaştırılmadıkça, primin ödenmemesi hâlinde, poliçe teslim edilmiş olsa dahi sigortacının sorumluluğu başlamaz ve bu şart poliçeye yazılır.
C.2. Sigortalı ve Sigorta Ettirenin Sözleşme Yapıldığı Sırada Beyan Yükümlülüğü
Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüönemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır.
Sigortacı sigorta ettirene, cevaplaması için sorular içeren bir liste vermişse, sunulan listede yer alan sorular dışında kalan hususlara ilişkin olarak sigorta ettirene hiçbir sorumluluk yüklenemez; meğerki, sigorta ettiren önemli bir hususu kötü niyetle saklamış olsun.
Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı onbeş gün içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez. Ancak, bildirilmeyen veya yanlış bildirilen bir hususun ya da olgunun gerçek durumu sigortacı tarafından biliniyorsa, sigortacı beyan yükümlülüğünün ihlal edilmiş olduğunu ileri sürerek sözleşmeden cayamaz. İspat yükü sigorta ettirene aittir.
Sigortacı, cayma hakkının kullanılmasından açıkça veya zımnen vazgeçmişse veya caymaya yol açan ihlale kendisi sebebiyet vermişse ya da sorularından bazıları cevapsız bırakıldığı hâlde sözleşmeyi yapmışsa sözleşmeden cayamaz.
Cayma hâlinde, sigorta ettiren kasıtlı ise, sigortacı rizikoyu taşıdığı süreye ait primlere hak kazanır.
C.3. Sözleşmenin Devamı Sırasındaki Beyan Yükümlülüğü
Sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasından sonra, sigortacının izni olmadan rizikoyu veya mevcut durumu ağırlaştırarak tazminat tutarının artmasını etkileyici davranış ve işlemlerde bulunamaz.
Sigorta ettiren veya onun izniyle başkası, rizikonun gerçekleşme ihtimalini artırıcı veya mevcut durumu ağırlaştırıcı işlemlerde bulunursa yahut sözleşme yapılırken açıkça riziko ağırlaşması olarak kabul edilmiş bulunan hususlardan biri gerçekleşirse derhâl; bu işlemler bilgisi dışında yapılmışsa, bu hususu öğrendiği tarihten itibaren en geçon gün içinde durumu sigortacıya bildirir.
Sigortacı sözleşmenin süresi içinde, rizikonun gerçekleşmesi veya mevcut durumun ağırlaşması ihtimalini ya da sözleşmede riziko ağırlaşması olarak kabul edilebilecek olayların varlığını öğrendiği takdirde, bu tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi feshedebilir veya prim farkı isteyebilir. Farkın on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde sözleşme feshedilmiş sayılır. Meğer ki, rizikonun artmasına, sigortacının menfaatiyle ilişkili bir husus ya da sigortacının sorumlu olduğu bir olay veya insanî bir görevin yerine getirilmesi sebep olmasın.
Sigortacı, rizikonun gerçekleşmesinden önce, sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünü kasıtlı olarak ihlal ettiğiniöğrenince, birinci fıkraya göre sözleşmeyi feshetse bile, değişikliğin meydana geldiği sigorta dönemine ait prime hak kazanır.
C.4. Sigorta Ettirenin ve Sigortalının Durumu
Sigorta ettirenin bilgisine ve davranışına hukuki sonuç bağlanan durumlarda, sigortadan haberi olması şartı ile sigortalının da lehtarın bilgisi ve davranışı da dikkate alınır.
C.5. Tebliğ ve İhbarlar
Sigortalının ve sigorta ettirenin bildirimleri, sigorta şirketinin merkezine veya sigorta sözleşmesi yapan ya da yapılmasına aracılık eden acenteye yapılır.
Sigortacının bildirimleri de sigortalıya karşı yapılacaksa sigortalının, sigorta ettirene karşı yapılacaksa sigorta ettirenin son bildirilen adresine noter eliyle veya taahhütlü mektupla yapılır.
Taraflara imza karşılığı elden verilen mektup veya telgrafla yapılan bildirimler de taahhütlü mektup hükmündedir.
Güvenli elektronik imza kullanılarak elektronik ortamda yapılan ve sigortacıya, sigortalıya ve sigorta ettirene ulaştığı kanıtlanabilen bildirimler de geçerli sayılır.
C.6. Sigorta Sözleşmesinin Son Bulması
Sigorta sözleşmesi; poliçede tanımlanan mesleki faaliyete son verilmesi, sigortacının iflası, sözleşmenin feshi ve sözleşmeden cayılma hâllerinde son bulur.
Mevzuattan kaynaklanan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin son bulması durumunda işlemeyen günlere ait prim sigorta ettirene iade olunur.
C.7. Özel Fesih Nedenleri
Sigorta ettiren, sigortacının sorumluluğu başlamadan önce, kararlaştırılmış primin yarısını ödeyerek sözleşmeden cayabilir.
Sigortacının, konkordato ilan etmesi, ilgili sigorta dalına ilişkin ruhsatının iptal edilmesi veya sözleşme yapma yetkisinin kaldırılması gibi hâllerde; sigorta ettiren, bu olguları öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sigorta sözleşmesini feshedebilir.
Sigorta ettiren, aciz hâline düşen veya hakkında yapılan takip semeresiz kalan sigortacıdan, taahhüdünün yerine getirileceğine ilişkin teminat isteyebilir. Bu istemden itibaren bir hafta içinde teminat verilmemiş ise sigorta ettiren sözleşmeyi feshedebilir.
C.8. Ticari ve Mesleki Sırların Saklı Tutulması
Sigortacı ve sigortacı adına hareket edenler bu sözleşmenin yapılması dolayısıyla sigortalıya ve sigorta ettirene ilişkin öğreneceği sırların saklı tutulmamasından doğacak zararlardan sorumludur.
C.9. Zamanaşımı
Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve sigorta tazminatına ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
C.10. Özel Şartlar
Taraflar, sigorta ettiren ve sigortalının aleyhine olmamak üzere özel şartlar kararlaştırabilir.
MADDE 2  Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3  Bu Tebliğ hükümlerini Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan ile Sağlık Bakanı yürütür.