24 Kasım 2016 Perşembe

İYİ HEKİMLİK DEĞERLERİ BİR KEZ DAHA KAZANDI!


 İYİ HEKİMLİK DEĞERLERİ BİR KEZ DAHA KAZANDI!

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Adli Tıp Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Gürcan Altun uzmanlık öğrencileri Araş. Gör. Dr. Erhan Serhat DEMİR ve Araş. Gör. Dr. Osman KARAMEŞE ile birlikte 15 yaşında bir çocuğu, istemediği halde “zorla” muayene etmediği için yargılandı ve ilk duruşmanın ardından yargılama sona erdi ve meslektaşlarımız beraat etti. 

Atılı suçlamaya konu olan olay;  Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bakire olup olmadığının tespiti (kızlık zarı muayenesi) yapılmak üzere 16 yaşında mağdur çocuğun tıp fakültesi hastanesine gönderilmesi,  çocuğun muayene olmayı kabul etmemesi üzerine muayeneye zorlanmasının tıp etiği ve hukuksal düzenlemelere aykırı olacağını görerek durumu tutanak altına alıp yazılı olarak adli makamlara bildirmesinden ibarettir. Prof. Dr. Gürcan Altun’un çocuğu zorla muayene etmeyerek “görevi ihmal “ suçunu işlediği iddia edilmektedir.

Edirne’de 2010 ve 2013 yıllarında benzer durumlarda aynı gerekçe ile meslektaşlarımız hakkında davalar açılmış; yargılama meslek etiğine uygun davranan meslektaşlarımızın beraati ile sonuçlanmıştı. 

Sağlık, sadece hastalıklardan ve mikroplardan korunma değil, bir bütün olarak fiziki, ruhsal ve sosyal açıdan iyi olma halidir. Bu tanımın kapsayıcılığı, sağlık alanında çalışan hekim ve sağlık çalışanlarına insanı bir bütün olarak ele almak gerektiğini kavratmıştır. Çocuklar söz konusu olduğunda; erişkinliğe kadar olan sürecin biyopsikososyal bir sürekli gelişim hali olduğu söylenebilir. Yaşamlarının bir kesitinde karşılaştıkları travmatik olayların değerlendirilmesi sürecinde, örneğin adli yargılama sürecinde; çocuk olma hali ve dolayısıyla gelişimleri sürmeye devam edecektir. 

Ne yazık ki; Edirne’de üçüncü kez, üstelik de mağduru yine çocuk olan bir olayda, kişilik onuruna, insan haklarına, uluslararası sözleşmelere, çocukların hak ve gelişimlerine özen göstermemiz ve iyi hekimlik ilkelerine bağlı kalmamız nedeniyle suçlandık ve adil bir yargılanma sonucunda yine beraat ettik. Bu nedenle son kez yargılandığımızı umarak bir kez daha tekrarlamak istiyoruz:
·                 Hekimlik mesleği, insan hakları, çocuk hakları ve ceza muhakemesine ilişkin normlar, mağdur erişkin ve çocukların zorla muayenesine olanak tanımamaktadır.
·                 Tıbbi muayene ancak hasta onay verdiği zaman yapılabilir. Hekimlerin, Biyotıp Sözleşmesinde belirtildiği üzere, hastanın bilgilendirildikten ve muvafakatını özgür bir şekilde vermesinden sonra müdahale etme yükümlülüğü vardır. 
·                 Tıp etiğinde ve tıp öğretisinde “Hastanın zorla muayene edilmesi” diye bir kavram yer almamaktadır. Bir kişinin zorla genital/iç beden muayeneye zorlanması, ona yapılan cinsel saldırıdan bir farkı olmadığı gibi, “kişide ruhsal travma yarattığı” da tıbben iyi bilinen bir konudur. 
·                 Yasa uygulayıcıları uluslararası sözleşmelere, insan haklarına aykırı davranamaz. Söz konusu dava, Anayasanın 17. Maddesinde düzenlenen maddi ve manevi varlığın korunması geliştirilmesi hakkına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. Maddesindeki işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağına, 8. Maddesindeki özel hayatın korunması hakkına ilişkin düzenlemeler ve çocuk hakları sözleşmesindeki çocuğun yüksek yararı ilkelerine aykırıdır.
·                 Cinsel saldırı mağduru çocukların muayeneye zorlanması hekimlerin, anayasaya, insan haklarına, çocuk haklarına, biyotıp sözleşmesine ve hasta haklarına aykırı davranmasını istemektir. Kolluk gücü marifetiyle, rızası olmayan erişkin ya da çocukları zorla soyarak muayene masasına yatırılmasının tasavvuru bile korkunçtur. Hiçbir toplumsal değer bir çocuğunun, rızası dışında maruz kaldığı, cinsel organlarının zorla muayenesi sırasında duyduğu utanç ve aşağılanmayı haklı da gösterememektedir. 

·                 Böyle bir zor kullanım çabası içinde olunması, buna yeltenen sağlık ve kolluk görevlilerinin “İnsanlık dışı ve onur kırıcı muamele” gibi çok daha ciddi suçlamalarla karşılaşmasına neden olabilecektir. Daha sonra yapılabilecek olan muayene ile mağdurun  onuru, benlik saygısı ve hakları korunabileceği gibi, örselenmesinin ve muayeneyi de cinsel bir saldırı olarak değerlendirmesinin önüne geçilebilecektir.



Bir kez daha iyi ve onurlu hekimlik kazandı! Bizler, ulusal yasa, yönetmelik ve genelgelerin yanı sıra devlet olarak imzaladığımız uluslararası sözleşmelere uygun, “çocukların üstün yararı” ilkesine bağlı kalarak uygulamalarımıza devam edeceğimizi bildiriyoruz. 

ADLİ TIP UZMANLARI DERNEĞİ YÖNETİM KURULU


Hiç yorum yok: