9 Temmuz 2012 Pazartesi

Beyninde iltihap olan albaya çocuk doktorundan rapor verildi...



Beyninde iltihap olan albaya çocuk doktorundan rapor verildi.

Vatan gazetesinden Damla Güler'in haberine göre Balyoz davası kapsamında darbeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklanan Albay Levent Kerim Uça’nın kaldığı Maltepe Askeri Cezaevi’ndeyken beyninden yumurta büyüklüğünde tümör çıkarılmıştı.
Ameliyattan sonra olası risklere karşı steril bir ortamda bulunması gereken Uça GATA tarafından 3 hafta sonra 14 kişi kaldığı cezaevine geri gönderildi.
Uça’nın avukatının verdiği dilekçe ile mahkeme tarafından Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen Uça’ya kurum tarafından ‘1 ay daha hastanede kalması gerekir’ raporu verildi. Ancak 1 aydolmasına rağmen cezaevine gönderilmeyen Uça’nın ameliyat yerinin mikrop kaptığı, mikrop yüzünden beyninde iltihaplanma olduğu bu iltihaplanma yüzünden tümörün alındığı alanın tamamen kanla dolduğu, kanın yaptığı baskı yüzünden de gözlerinde görme kaybı ve dikkat bozuklu olduğu ortaya çıktı.
Hastanedeki tedavisinin ardından tekrar cezaevine gönderilen Uça için mahkeme bir Adli Tıp raporu daha istedi.

"Bu rapora güvenemeyiz"
Davanın görüldüğü özel yetkili İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşan rapor, herkesi şoka uğrattı. ATK’nın, Uça’nın hayati tehlikesinin olmadığını belirttiği raporda, doktoru ve reviri olan bir cezaevinde infazına devam edilebileceği yazıyordu.
Ancak raporun altında imzası bulunan ve ‘hayati tehlikesi yoktur’ diyen 4 doktorun arasında, bu kararı verebilecek “nöroşiruloji” uzmanının (beyin cerrahı) imzası bulunmuyordu. Beyninden ameliyat olan bir hasta için sağlıklıdır raporu hazırlayan doktorların iç hastalıkları uzmanı, göğüs hastalıkları uzmanı, nöroloji uzmanı ve çocuk doktoru olması ise dikkatlerden kaçmadı.
"Nasıl oluyor anlamadık?"

Albay Uça’nın ailesi yeniden cezaevine gitmesi gündeme gelen Levent Kerim Uça için endişelendiklerini ve hayati tehlikesinin devaüm ettiğini belirtirken, Uça’nın avukatı Hakan Tunçkol’un rapora itiraz ettiği öğrenildi. Tunçkol, çocuk doktorunun beyinle ilgili nasıl rapor hazırladığını anlayamadıklarını söyleyerek, “Raporun altında imzası bulunan doktorlardan hiçbiri beyin ameliyatı ile ilgili böyle bir rapor hazırlayacak uzmanlıkta değildir. Altında çocuk doktorunun imzası bulunan bir rapora güvenmemiz beklenemez’ dedi.
Nöroşirurji uzmanının imzası yok
Beyin ameliyatının ardından tekrar cezaevine gönderilen ve kaptığı mikrop yüzünden görme kaybı yaşayan Albay Uça için Adli Tıp Kurumu’ndan verilen “cezaevinde kalabilir” raporunun altında, nöroşiruloji uzmanı (beyin cerrahı) yerine, çocuk hastalıkları uzmanının imzası yer aldı.


ADLİ TIP KURUMU'NDAN 
KAMUOYUNA DUYURU

09 Temmuz 2012  tarihli  Vatan  Gazetesinde yayınlanan  “’Adli Tıp’tan Yine Skandal” başlıklı haberle ilgili olarak aşağıdaki açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur.Damla Güler/istihbarat tarafından yapılan haber içeriğinde özetle “Beyninde iltihap olan albaya çocuk doktorundan rapor” Şeklinde asılsız haber yapılmıştır.
Konu ile ilgili olarak Kurumumuzca yapılan inceleme neticesinde;Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 29 Şubat 2012 tarih ve 2228 Karar Nolu raporunda: “Sonuç olarak;  hastane şartlarında infazına devam 
edilmesinin uygun olduğu, 1 (bir) ay sonra son durumunu gösterir tıbbi evrakı ile birlikte muayene edilmek üzere Kurulumuza gönderilmesi sonrasında sorulan husus hakkında görüş düzenlenebileceği”  şeklindeki raporunu 29 Şubat 2012 tarihli Kurul Celsesine katılan  kurul üyelerinden  3 Adli Tıp Uzmanı (biri başkan), 1 Nöroloji 
Uzmanı (Beyin ve Sinir Hastalıkları) ve 1 iç hastalıkları uzmanı tarafından imzalanmıştır.


Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 14 Mayıs 2012  tarih  ve 5225 Karar Nolu raporunda ise: “Sonuç olarak; Levent Kerim UCA’nın tedavisi ve poliklinik kontrollerinin sağlanması halinde hastalığının hayati tehlike yaratacağına dair tıbbi bulguların tespit edilmediği, doktoru ve reviri bulunan cezaevi  şartlarında 
infazına devam edilmesinin uygun olduğu, kişinin sağlık durumunda değişiklik olabileceği ve bu durumda yeniden değerlendirme yapılmasının uygun olduğu” şeklindeki raporunu 14 Mayıs 2012 tarihli Kurul celsesine katılan 3 adli tıp uzmanı (biri başkan), 1 Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları) , 1 iç Hastalıkları uzmanı, 1 Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz uzmanı ile 1 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı tarafından imzalanmıştır.


2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 7. Maddesine göre; 3. Adli Tıp ihtisas Kurulu, bir başkan, adlî tıp uzmanı iki üye ile birlikte,  Ortopedi ve Travmatoloji, Genel Cerrahi, Nöroloji, İç Hastalıkları, Çocuk Sağlığı ve 
Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları ve Enfeksiyon Hastalıkları  uzmanı birer  üyeden oluşmaktadır.


Dolayısıyla, haberde bahse konu raporların hazırlanmasında ilgili mevzuat açısından herhangi bir yanlışlığın bulunmadığı, sorulan sorunun hastalığın infaz tehiri kapsamında olması ve hastalığının nöroloji uzmanlığını ilgilendirmesi,  nedeniyle Nöroşirurji uzmanına ihtiyaç duyulmadığı, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun
23. Maddesinde bir kurulun nasıl çalıĢacağı net  bir Ģekilde  ifade edildiğinden Nöroşirurji (Beyin ve Sinir Cerrahisi) uzmanının Kurula davet edilmediği, Beyin ve Sinir Hastalıkları/Nöroloji uzmanı olan Prof. Dr. Erbil GÖZÜKIRMIZI’nın her iki raporda  da  imzasının bulunduğu, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanının Kurul 
Üyesi olması nedeniyle her kararda imzasının bulunmasının doğal olduğu, her iki mütalaa düzenlenmesinin Adli Tıp Kurumu Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak hazırlanmış olduğu hususu,


Kamuoyunun bilgisine sunulur.


ADLİ TIP KURUMU BAŞKANLIĞI


http://www.atk.gov.tr/pdf/duyuru09.07.12.pdf

Hiç yorum yok: