16 Haziran 2012 Cumartesi

ŞİDDETE KARŞI TÜRK CEZA KANUNUNA EK MADDE ÖNERİSİ


ŞİDDETE KARŞI TÜRK CEZA KANUNUNA EK MADDE ÖNERİSİ



ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar

Sağlık personelini etkileme ve sağlık hizmetini kesintiye uğratma 



(1) Sağlık personeline yerine getirdiği sağlık hizmeti nedeniyle yapmaması 
gereken bir işi yapması veya yapması gereken bir işi yapmaması için 
emir veren veya baskı yapan veya nüfuz icra eden veya her ne suretle 
olursa olsun hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimseye iki 
yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.


(2) Bu fiiller sonucunda sağlık hizmeti kesintiye uğramışsa yukarıdaki 
fıkraya göre belirlenen ceza yarı oranında artırılır.


TEKLİF GEREKÇESİ


17 Nisan 2012 günü bir hekim, hem de 30 yaşının baharını yaşayan 
gencecik bir hekim, Dr. Ersin Arslan, Gaziantep’te 17 yaşındaki bir 
hasta yakını tarafından öldürüldü. O günden önceki günlerde olduğu gibi 
sonraki günlerde de, her gün hekim, hemşire, teknisyen, kısacası 
sağlık çalışanları, çoğunlukla hasta yakınları ve bazen de hastalar 
tarafından bıçaklanıyor, dövülüyor, arabayla eziliyor, küfrediliyor, 
tehdit ediliyorlar...


Ne yazık ki sağlık çalışanlarına yönelik şiddet adeta bir salgına 
dönüşmüş bulunmaktadır. Sağlık alanındaki şiddet, sağlık hizmet 
sunumunun hemen tüm aşamalarında yaşanır hale gelmiştir. Bu 
durum birçok akademik çalışma ve araştırma raporu tarafından da 
ortaya konmaktadır. Yapılan bu çalışmalarda sağlık alanındaki 
iş yeri şiddetinin, diğer sektörlerdeki şiddetten doğası gereği 
farklılıklar gösterdiği, sağlık kurumlarında çalışmanın, diğer 
iş yerlerine göre şiddete uğrama yönünden çok daha riskli 
olduğu belirtilmektedir.


Çalışmalarda sağlık personeline yönelik şiddetin nedenleri arasında; 
toplumsal şiddet ortamı, sosyo-kültürel düzey, sağlık politikalarının 
hastayı müşteriye indirgeyen etkisi, politikacı ve yöneticilerin 
olumsuz tutumu, medyanın rolü, acil servislerde yaşanan eksiklikler, 
iş yükünün fazlalığı, içeriği boşaltılan hasta hakları, çalışma 
koşullarının olumsuzlukları, hekim-sağlık çalışanları eksikliği 
sayılmaktadır. Sağlık çalışanları;


- Acil servislerde hasta yakınlarının öncelik taleplerine göre değil de 
tıbbi öncelik durumuna göre hastalara müdahale ettikleri için,


- Hastayı görmeden ilaç yazmadıkları için,


- Tıbbi gerekliliklere aykırı raporları yazmaktan kaçındıkları için,


- Hasta ya da yakınlarının istediği reçeteyi değil hastayı muayene 
ederek kendi koyduğu tanıya uygun reçeteyi düzenledikleri için,


- Poliklinikte nüfuza göre değil sıraya göre hastaları muayene 
etmekte ısrar ettikleri için,


- Hastanın hastalığına göre gerekli süreyi ayırmaları halinde diğer 
hastaları beklettikleri için,


- Hastaları her koşulda iyileştiremedikleri için ya da ölümlerine 
engel olamadıkları için..


Ve daha pek çok nedenle fiziki ve sözlü saldırılara maruz kalmaktadırlar.


Şiddet nedeniyle sağlık hizmetini özerk, yararlı ve adaletli bir biçimde 
sunmak gitgide daha da zor hale gelmektedir. Bu durumdan sadece 
sağlık hizmetini sunan sağlık çalışanları değil sağlık hizmetine 
gereksinim duyan hastalar da olumsuz etkilenmektedir.


Anayasa’nın 56/3.maddesinde; herkesin hayatını, beden ve ruh 
sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak devletin yükümlülükleri 
arasında sayılmıştır. Kuşkusuz bu yükümlülük, Türkiye Cumhuriyeti’nin 
taraf olduğu; Biyoloji Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları 
ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi’nin 4.maddesinde 
belirtildiği gibi sağlık hizmetlerinin mesleki yükümlülükler ve 
standartlara uygun olarak yapılmasını sağlamayı da beraberinde 
getirmektedir. Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün 6.maddesinde ise tabip 
ve diş tabibinin, sanat ve mesleğini icra ederken, hiç bir tesir ve 
nüfuza kapılmaksızın, vicdanî ve meslekî kanaatine göre hareket 
edeceği ifade edilmiştir.


Tüm bu kurallar, insan yaşamıyla doğrudan ilişkisi olan sağlık 
hizmetinin uygulanması sırasında, bu hizmeti verecek kişilerin 
alacakları kararlarda ve yapacakları işlemlerde yalnızca 
hastanın yararını gözetmelerini, hiçbir baskı ve etki altında 
kalmamalarını gerektirmektedir. Sağlık hizmetinin bir ekip işi 
olması nedeniyle, yalnızca tabip ve diş tabiplerinin değil sağlık 
hizmeti veren bütün sağlık personelinin hukuksal koruma altında 
olması gerekeceği açıktır.


Sağlık hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi ise ancak güvenli ve 
sağlıklı çalışma koşullarıyla mümkün olacaktır. Güvenli ve sağlıklı 
çalışma ortamı; sağlık hizmetinin sunulabilmesinin, bireylerin 
tedaviye ulaşma haklarını kullanabilmesinin bir diğer deyişle hasta 
haklarının korunmasının da ön koşulunu oluşturmaktadır. Sağlık 
hizmetinin kamusal niteliği göz önünde bulundurulduğunda, sağlık 
personelinin hukuka aykırı fiillerle etki altına alınmasının aynı 
zamanda kamuya karşı işlenen bir fiil olduğunun kabulü de zorunludur.


Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin nedenlerinin saptanarak önleyici 
tedbirlerin alınması yaşamsal hale gelmiştir. Sağlık çalışanlarına 
yönelik şiddeti artıran unsurlardan birisi de şiddeti uygulayan kişilerin cezalandırılmayacakları ya da önemsenecek bir yaptırımla 
karşılaşmayacakları düşüncesidir. Sağlık çalışanlarına yönelik 
şiddete asla hoş görü ile gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının 
mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ile kamu 
sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı düşüncesinin 
oluşturulması önleyicilik açısından önemli bir adım olacaktır. Sağlık 
çalışanlarına yönelik şiddetin geldiği yer nedeniyle Türk Ceza Kanununun birinci maddesindeki önleyicilik, koruyuculuk işlevinin yeni bir düzenleme 
yapılarak kamu sağlığının korunması amacı ile harekete geçirilmesine 
acil ihtiyaç bulunmaktadır.


Türk Ceza Kanunu’nda, meslek mensuplarına yönelik hakaret, tehdit, 
yaralama ve öldürme gibi saldırılara ilişkin özel düzenlemelerin 
bulunmadığı, bu saldırılar kamu görevlisine görevi nedeniyle işlenmiş ise ağırlaştırıcı unsur olarak düzenlenip cezanın arttırılması yoluna gidildiği bilinmektedir. Bu nedenle genel sistematikten farklı olarak sağlık 
çalışanlarına yönelik saldırılarda saydığımız suçların işlenmesi 
halinde diğer meslek mensupları aleyhine işlenen suçlardan daha 
ağır bir ceza verilmesi beklenmemektedir. Bu konuda tıpkı yargı 
mensuplarına yönelik suçlarda uygulandığı gibi hızlı ve etkili bir 
yargılama sürecinin işletilmesi talep edilmektedir.


Türk Ceza Kanunu’nda “Adliye Aleyhine İşlenen Suçlar” bölümünde 
yargı görevi yapanlar bakımından, yargılama hizmetini etkilemeye 
yönelik hukuka aykırı davranışları cezalandıran bir düzenleme 
bulunmaktadır. Madde gerekçesinde korunan hukuki yararın kamunun 
yararı olduğu belirtilmiş bu nedenle ayrı bir düzenlemeye ihtiyaç 
duyulduğu ifade edilmiştir. Hekimlere yönelen eylemler de aynı 
zamanda sağlık hizmetinde bozulmaya, aksamaya neden olmakta, 
kamu sağlığına zarar vermektedir. Sağlık alanındaki kamu yararının 
korunması amacıyla tıpkı adliye aleyhine işlenen suçlarda olduğu 
gibi sağlık personelini etkileme ve kamu sağlığını kesintiye 
uğratma başlığı altında ek madde önerisi hazırlanmıştır.


Hazırlanan maddeyle, sağlık personeline emir vermek, baskı yapmak, 
nüfuz icra etmek veya her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak 
etkilemeye teşebbüs etmek fiilleri ceza yaptırımına bağlanarak, 
sağlık personelinin mesleki bağımsızlık ve güvenlik içinde çalışması 
hukuksal koruma altına alınmıştır.


Maddenin son fıkrasında ise ağırlaştırıcı nedene yer verilmiş, söz 
konusu fiillerin “sağlık hizmetinin kesintiye uğraması” sonucunu 
doğurması halinde uygulanacak cezanın yarısı oranında artırılacağı 
belirtilmiştir.


Sağlıkları, yaşamları, kısaca canları tehlike altında olan sağlık 
çalışanları; sağlık alanındaki şiddetin, sağlık çalışanlarının mesleklerini 
hasta yararına ve özerk bir biçimde sunmalarına yöneldiğini, bir baskı 
aracı olarak kullanıldığını, sağlık hizmetlerini kesintiye uğrattığını, 
diğer hastaların da sağlık hizmeti alma haklarını ihlal ettiğini ve 
böylece kamu sağlığını bozduğunu belirtmektedirler. Bu durumun 
önüne geçecek tedbirlerden biri olarak Türk Ceza Kanunu’nda 
örneği de olan yeni bir yasa maddesinin kabul edilmesini Türkiye 
Büyük Millet Meclisinin bütün üyelerinden acilen talep etmekte, 
beklemektedirler.

http://www.ttb.org.tr/index.php/oneri.html

Hiç yorum yok: