21 Haziran 2013 Cuma

Gezi Parkı Müdahalesine Karşı Hukuki İzleme Grubu Kuruldu...

Gezi Parkı sürecinde emniyet güçlerinin orantısız şiddetine, hukuk dışı uygulamalara karşı Prof. Dr. İbrahim Ö. Kabaoğlu başkanlığında akademisyenler ve avukatlar tarafından kurulan ve DİSK, İstanbul Tabip Odası ve Adli Tıp Uzmanları Derneği tarafından desteklenen hukuki izleme grubunun kuruluşu 20 Haziran 2013 tarihinde gerçekleştirilen bir basın toplantısıyla duyuruldu. Toplantıda Odamızı temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Emel Atik de yer aldı.

Gezi Parkı Müdahalesine Karşı Hukuki İzleme Grubu, Prof.Dr. İbrahim Ö. Kaboğlu, Oda Başkanımız Prof. Dr. Taner Gören, Prof. Dr. Beyza Üstün, Uzm. Dr. Ümit  Ünüvar, Dr. Tolga Şirin, Av. Arzu Sun Becerik, Av. K.Erkut GÜzel, Av. Özgür Eryılmaz , Av. Yeşinil Yeşilyurt, Av. Mehmet Ümit Erdem’den oluşuyor. DİSK, İstanbul Tabip Odası ve Adli Tıp Uzmanları Derneği  tarafından destekleniyor.

Basın metni için tıklayınız.


GEZİ PARKI MÜDAHALESİNE KARŞI HUKUKİ İZLEME GRUBU BASIN AÇIKLAMASI Türkiye’de 24 gündür süregelen ağır insan hakları ihlalleri, 5 insanın ölümüne ve binlerce kişinin
yaralanmasına neden olmuştur. İstanbul’da süreç başından beri (31.05-19.06) toplam 880 gözaltı yaşanmıştır. Bu gözaltıların 42′si çocuktur. Şu ana kadar toplam 6 kişi tutuklanmıştır. Gözaltıların 31’i duran insan eylemine katılanlardır. (Duran insanların bir kısmı hemen salıverildi, yasal işleme konu
edilmeden ancak listeler tüm alıkonmaları içeren bir genişlikte tutuldu) İşlemi tamamlanmamış 70 kişi kalıp, 33′ünün bugün, 37 kişinin ise Cuma günü adliyeye çıkarılması beklenmektedir. GEZİ PARKI’NI SAHİPLENEN KENTLİLERE UYGULANAN ŞİDDET SUÇTUR
Taksim Gezi Parkı eylemleri, 1982 Anayasası ve ulusalüstü insan hakları belgeleri kapsamında koruma
gören birçok hakkın kullanımına karşılık gelmektedir. Başlıcaları, çevre hakkı, kentli olma hakkı,
insanlığın ortak mirasına saygı hakkı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğüdür. Yaşam hakkı başta, birçok hak ve özgürlük için temel olan çevre hakkı, şu çifte ödevi kapsamına
almaktadır “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve
vatandaşların ödevidir” (Anayasa, md.56). İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) kararları da çevre hakkını yaşam hakkı, kötü muamele yasağı gibi haklarla bağlantılı olarak koruma altında tutmaktadır. Üstelik bu kararların, Anayasa (md.90) gereğince iç hukukta önceliği ve doğrudan uygulanma özelliği vardır. Öte yandan; “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkına sahiptir” (Any., md.34). Taksim Gezi Parkı’nı, doğal mekan olarak korunması amacıyla sahiplenen kent sakinlerine polisin saldırısı hukuk dışı olup, suç oluştur. Kaldı ki, İHAM, (Taksim dahil) kararları, toplantı izinsiz de olsa şiddet kullanılamayacağı yönündedir. Buna rağmen, her düzeyde yapılmak istenen barışçıl bir araya gelme, toplantı ve yürüyüş, siyasi otoriteler ve idari makamlar tarafından suç olarak duyurulmakta, bunların engellenmesi ve dağıtılması için kolluk güçleri görevlendirilmektedir. Görevlendirme ve bunun kamuoyuna yansıtma
şekliyle kolluk güçleri, yasadışı ve sert müdahale için teşvik edilirken, diğer yandan yönetime katılma
ve demokratik muhalefet haklarını kullanmak isteyen insanlara dagözdağı verilmektedir. MÜDAHALELER İŞKENCE BOYUTUNA ULAŞMIŞTIR
Kolluk güçleri, dünyada kimyasal silah olarak kabul edilen gazlarla donatılmakta, bu gazların kullanım
şekli ve miktarı ile ilgili hiçbir sınırlayıcı düzenleme veya denetim yapılmamaktadır. Kitleyi dağıtma
amacı ile kullanıldığı iddia edilen gazlar kalabalığın hem içine, hem de dağılabileceği yönlere
atılmakta, kitle gazla kuşatılmakta, bu şekliyle de bir cezalandırma aracına dönüştürülmektedir. Üstelik, kapsüllerin üzerinde yazan uyarı ibareleri dikkate alınmamakta, uzaktan ve eğik şekilde
atılması gerekmekte olan kapsüller, yakın mesafeden, açı gözetilmeden, dik şekilde veinsanlara doğruateşlenmekte, gazın etkisine kapsülün darbe etkisi ve sıcaklığı da eklenmekte, gaz kapsülü de
silaha dönüştürülmektedir. Akrep adı verilen, esas olarak patlayıcı atmaya ve belirli bir hedefi imha etmeye yönelik askeri taşıtların, bu sistemlerindende gaz kapsülleri atılmakta, bu kapsüller de mermi etkisi yaratmaktadır. Gaz halinde ve çok dikkatli kullanılması gereken, kapsül içeriğini oluşturan kimyasal maddeler, tamamen kontrolsüz ve çok tehlikeli olabilecek bir şekilde, TOMA’lardan kitlelerin üzerine sıvı olarak
yüksek tazyikle sıkılmakta, insanlarda cilt alerjileri ve yanıklar başta olmak üzere çeşitli sağlık
sorunlarına yol açmaktadır. Ayrıca, kitleleri dağıtmak için TOMA araçlarından tazyikli su sıkılmakta, dağıtma amacı aşılarak, kitleden ayrı tek başına duran kişilere, hatta kaçamayacak engellilere bile uygulanmakta, cezalandırma yöntemine dönüşmektedir. Kullanılan gazların OC ve CS gazları olduğu, CS gaz solüsyonunun TOMA’ların su haznelerine de
konularak sıvı şekilde uygulandığı da anlaşılmış, yetkililer tarafından da kabul edilmiştir.

http://www.istabip.org.tr/index.php/haberler/2985-gezi-park-muedahalesine-kar-hukuki-zleme-grubu-kuruldu.html

Hiç yorum yok: