25 Ocak 2012 Çarşamba

Dünya Tabipleri Birliği'nin TTB'ye destek çağrısı British Medical Journal'de...


large_bmj_logo
British Medical Journal

Dünya Tabipleri Birliği'nin (WMA), 2 Kasım 2011 tarihli "Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK"yi meslek örgütünün özerkliğine saldırı olarak değerlendiren ve üye tabip birliklerini TTB'ye desteğe çağıran mektubu, İngiltere'nin uluslararası alanda da prestijli sağlık dergisi British Medical Journal'a (BMJ) konu oldu. 
Bağımsız gazeteci Ned Stafford'un konuyla ilgili olarak TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık ve WMA Genel Sekreteri Dr. Otmar Kloiber ile yaptığı söyleşi, 20 Ocak 2012 tarihinde BMJ'de yayımlandı. Haberde, TTB'nin işlevlerini ve rolünü savunmak üzere Dünya Tabipleri Birliği'ni desteğe çağırdığı, Dünya Tabipleri Birliği'nin de tüm üyelerine mektup göndererek bu desteği verdiği ve sürdüreceği belirtiliyor.
Haberde, Kloiber'in “Dünya tıp camiası bir kez daha açıkça belirtmek ister ki, mesleki özerklik, özyönetim ve bunlarla birlikte mahremiyet ilkelerine uyma, doktorların elit bir kesim olarak ayrıcalıkları değil, hasta haklarının türevidir. Bu ilkeler, hasta-hekim ilişkisini korumak [ve] çoğu durumda amaçları hizmetleri rasyona bağlamaktan ibaret olan hükümetlerin veya sigorta kurumlarının yersiz etkilerinden muaf olarak hekimlerin hastaları için ellerinden geleni yapabilmelerini sağlamak için getirilmiştir” ifadelerine yer veriliyor. 
Türk Tabipleri Birliği rolünü savunmak için destek çağrısında bulunuyor

BMJ 2012; 344 doi: 10.1136/bmj.e529 (Yayın tarihi: 20 Ocak 2012)
BMJ 2012;344:e529
Ned Stafford
Türk Tabipleri Birliği, Dünya Tabipleri Birliği’ne yardım çağrısı için başvuruda bulundu. TTB tarafından belirtildiğine göre, Hükümet tarafından çıkartılan bir kararname Sağlık Bakanlığı’nın yetkilerini artırmakta ve TTB’nin özerkliğini tehdit etmektedir.
TTB, Dünya Tabipleri Birliği’ne gönderdiği mektupta, Kasım ayında çıkartılan kararnamenin TTB’yi kimi temel işlevlerinden yoksun bıraktığını, belli başlı görevlerinden kimilerini yerine getirme olanaklarını ortadan kaldırdığını belirtiyor. Bunların arasında  “tabipliğin, kamunun ve kişilerin refahı ve çıkarları doğrultusunda ve hekimlerin haklarını koruyacak şekilde uygulanmasının ve geliştirilmesinin sağlanması” da yer alıyor.
TTB Genel Sekreteri Feride Aksu Tanık BMJ’ye yaptığı açıklamada hükümet tarafından çıkartılan kararnamenin yasalara getirdiği değişikliklerle yalnızca TTB’yi değil tıpla ilgili diğer kuruluşları ve tıp fakültelerini de etkilediğini belirtti. Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü öğretim üyesi Profesör Tanık şunları söyledi:
“Hekim meslek örgütlerinin kendi kendilerini yöneten ve denetleyen, bağımsız kuruluşlar olması gerektiğine, aynı zamanda hekimlerin mesleki özerkliklerine ve bağımsızlıklarına yürekten inanıyor ve bunları savunuyoruz. Konuya ilişkin uluslararası duyarlılık yaratma ve dayanışma amacıyla meslektaşlarımızı Türkiye’de olup bitenler hakkında bilgilendirmek istedik. Hekim bağımsızlığının, hekimliğin kendi kendisini yöneten ve denetleyen bir meslek olmasının halka verilecek nitelikli sağlık hizmetlerinin temeli olduğunu biliyoruz.”
Tanık, yasa değişikliklerinin “mevcut hükümet politikalarıyla aynı doğrultuda yer almayan meslek kuruluşlarının ve akademisyenlerin sindirilmesine ve baskı grubu işlevlerinin yok edilmesine” yönelik olduğunu ekledi.
Daha somut olarak Türk Tabipleri Birliği, hükümetin yeni oluşturduğu Sağlık Meslekleri Kurulu’nun birliğe ait pek çok işlevi devralacağını belirtmektedir. Bu kurul üyelerinden 14’ü Sağlık Bakanlığı, biri ise TTB tarafından belirlenecektir. TTB’nin Dünya Tabipleri Biriliği’ne gönderdiği yazıda “bu durumda kurulun, mesleki ve bilimsel özerklikleri ve bağımsızlıkları hayli kuşkulu üyelerden oluşacağının” altı çizilmektedir.
Kurula, TTB’nin kullanmakta olduğu birçok yetki devredilmektedir. Bunların arasında, tıp eğitimi müfredatı, hekimlerin eğitimi ve istihdamı ile ilgili konularda görüş bildirme de yer almaktadır. Kurul ayrıca “sağlık mesleklerinde etik kuralları ve ilkeleri belirlemekten” de sorumlu olacak, gündeme gelen ihlalleri araştırıp disiplin yaptırımları uygulayabilecektir. Profesör Tanık ayrıca aynı kararnamenin Sağlık Bakanlığı’na “üniversiteler tarafından yürütülmekte olan bilimsel araştırma ve çalışmaları da denetleme yetkisi verdiğini” eklemiştir.
TTB gönderdiği mektupta şöyle demektedir: “Hükümet tarafından yapılan son düzenleme TTB’ye ve diğer mesleki kuruluşlara yasa gereği verilen görev ve yetkileri fiilen ortadan kaldırmakta ve tüm yetkileri üyeleri Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenecek bir kurula vererek mesleğin özerkliğini ve güvencelerini yok etmektedir. Kısacası, burada demokratik bir toplumla bağdaşmayacak bir durumla karşı karşıyayız.”
TTB hükümetin sağlıkla ilgili kararnamesini, meclisin onayı olmadan, dolayısıyla anayasaya aykırı biçimde kamu yönetimi sistemini değiştirmeye yönelik 35 kararnameden biri olarak göstermekte ve “meclisteki ana muhalefet partisinin durumu Anayasa Mahkemesi’ne götürdüğüne” işaret etmektedir.
Dünya Tabipleri Birliği (WMA) ise üyesi olan tabip meslek örgütlerine TTB’yi destekleyen bir mektup göndermiştir. WMA Genel Sekreteri Otmar Kloiber, bu konuda BMJ’ye şu görüşü iletmiştir: “Mesleki olarak kendi kendini yönetme ve denetleme yetkileri tabip topluluklarına yasa gereği verilmişken bunlar şimdi bir hükümet kararnamesiyle geri alınmaktadır. Bunun gerekçesinin nasıl anlatılabileceğini kestiremiyoruz.”

Kloiber ayrıca kuruluşunun diğer ülkelerde de hükümetlerin hekim kuruluşlarının özerk yönetilmelerine yönelik “müdahalelerinden” kaygılı olduğunu belirtmiştir. Örnekler arasında Slovakya hükümetinin ülkedeki hekimlerin sendikasının hareket alanını kısıtlamaya yönelmesi ve Polonya’da yeni çıkan ve ülkedeki sağlık sigortası sistemindeki aksaklıklardan doktorları finansal anlamda sorumlu tutan yasa yer almaktadır.
Dr. Kloiber sözlerini şöyle sürdürmüştür: “Dünya tıp camiası bir kez daha açıkça belirtmek ister ki, mesleki özerklik, özyönetim ve bunlarla birlikte mahremiyet ilkelerine uyma, doktorların elit bir kesim olarak ayrıcalıkları değil, hasta haklarının türevidir. Bu ilkeler, hasta-hekim ilişkisini korumak [ve] çoğu durumda amaçları hizmetleri rasyona bağlamaktan ibaret olan hükümetlerin veya sigorta kurumlarının yersiz etkilerinden muaf olarak hekimlerin hastaları için ellerinden geleni yapabilmelerini sağlamak için getirilmiştir.”
Notlar
İktibas için: BMJ 2012;344:e529
Alt notlar
·       Dünya Tabipleri Birliği’nin basın açıklaması için: www.wma.net/en/40news/20archives/2012/2012_01/index.html.
        http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/bmj-3027.html

Hiç yorum yok: