16 Aralık 2011 Cuma

Bu Bir Korku Filmi Değil !

Bu Bir Korku Filmi Değil!

Işıl ÖZGENTÜRK
Her meslekten, her yaştan, az önce hepsi başı bağlı, şişman bir kadına bir miktar para ödediler ve kadın onlara tembih etti: "Kız 13 yaşında, bekâretini henüz kaybetmedi, kaybetmesi bizim başımızı belaya sokar, ona göre muamele edin." Her meslekten, her yaştan erkek kalabalığı bu sözler üstüne başını sallıyor. Onlar ne yapacaklarını bilirler.

Onlar erkek! Teker teker, birbirlerinin sırasını gözeterek odaya giriyorlar. Ve odaya giren erkekler tekek teker küçük kız çocuğuna, bekâreti zarar görmesin diye.

Bu korku filminin, çok gerçek erkek elemanları kimlerdir, ne iş yaparlar, kızın hikâyesini çok sonraları öğrenen bir yazar, merak ediyor: İşte yazarın elindeki vicdansizlarin, irz düsmanlarinin listesi: Recep Sakız (Kızıltepe Kaymakamlık Yazıişleri Müdürü), Ersun Erdemir (ordudan irtica nedeniyle ihraç edilen yüzbaşı), Selman Aydın (devlet memuru), Enver Adanç (zabıta memuru), Şeyhdavut Dora (zabıta memuru), Şeyhdavut Oruç (belediye memuru), Cuma Uras (Mardin Vakıflar Şube Müdürü), Mahmut Temelli (Ziraat Odası Başkanı), Azat Aydın (astsubay), Ümit Ergin (ilköğretim okulu müdür yardımcısı), Mehmet Seyitoğlu (veznedar), Teyyar Salman (Orman İşletme Müdürlüğü şefi), Hamit Aydın (veznedar), Hamit Abdulsametoğlu (işyeri sahibi), Ali Aksoy (serbest meslek), Ahmet Günay (TEDAŞ işçisi), Osman Çakır (üniversite öğrencisi), Harun Uras (muhtar), Selahattin Kuray (serbest meslek) ve meslek belirtmeyen Şemsettin Aslan, Burhan Ertaş, Şeyhmus Cansin, Şeydavut Anuk, Nizam Denli, Sabri Ajak, Rıdvan Bayraktar, Rıdvan Abdulsemetoğlu, Süleyman Gök.

Doktorlar daha sonraları küçük kız oturabilsin diye tam dört tameliyat yapmak zorunda kalıyorlar. Mardinli küçük kızın hikâyesini daha sonraları öğrenen yazar, en çok bir ifadede donup kalıyor: Yukarıdaki adları ve meslekleri belli erkeklerden biri, bir işyeri sahibi, işini bitirdikten sonra kıza şöyle sesleniyor: "Kızım, kusura bakma şeytana uydum; benim de senin kadar bir kızım var. Ramazanda bana gel de karnını doyurayım." Bu çok erkek beyefendiler, işin kolayını da bulmuşlar, işte asıl korku filmi burada başlıyor: Ramazanda bir kap yemek, Cuma namazında bir rekat namaz ve işi şeytana havale ederek, pür-pakevlerine, işyerlerine ve kahvelerine dönecekler! Öyle ki memurların haklarında işlem yapılmayacak, şube müdürleri, oda başkanları, zabıta memurları Mardin'in sokaklarında başları dik dolaşacaklar! Çünkü bu ülke fazlasıyla erkek. Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 13 yaşında 26 erkeğe satılan küçük kızın, bu kişilerle "kendi rızasıyla" birlikte olduğu yorumu, anlı şanlı Yargıtay'ın 14. Ceza Dairesinde onay gördü. (Kararı veren Yargıtay 14.Ceza Dairesi'nin 11 üyesinden 8'ini AKP'li yeni HSYK atamıştı.) 

Ey ağır ceza mahkemesi hâkimleri, Yargıtay üyeleri, bu verdiğiniz kararla siz de bu korku filminin ana kahramanlarının yanında yer aldınız. "Kanunlar böyle" diye kestirip atmayın,küçücük bir kız çocuğunu savunamayan hukuk ve sizlerin bunun arkasına sığınmanız, bu korku filminin en utanç verici bölümü. Hukuk, yazılı kanunların, insan haklarına uygun uygulanmasından başka nedir ki? Hukuk fakültelerinin birinci dersinde bu öğretilir.

Işıl ÖZGENTÜRK
6 Kasım 2011 - Cumhuriyet

Hiç yorum yok: