26 Nisan 2012 Perşembe

TÜRK CERRAHİ DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI...




Gaziantep’te Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde görevli, göğüs cerrahisi uzmanı, 30 yaşındaki Op. Dr. Ersin Arslan bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

Bundan bir kaç ay önce darp edilen meslektaşlarımızla ilgili bir basın açıklaması yapmış ve Sağlık Bakanlığı’nı göreve davet etmiştik… 

Artık çok geç…

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile açıkça hekimliğin varoluşsal temelini değiştirdiniz.
Hekimlik mesleğinin genetiğine müdahale ettiniz.
Bizi hastalarımızla düşman haline getirdiniz.
Hizmet ettiğimiz insanlar katilimiz oldu.


Bu cinayet münferit bir olay olmaktan çok ülkemizde hekimlerle hastaları düşman gibi konumlayan yeni sağlık sisteminin sonucudur.

Bir salgın hastalık haline gelmesine rağmen hiçbir ciddi önlem alınmayan hekime yönelik şiddet bu kez can aldı. Canımızı aldı.

Bu toplumsal gerilim, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ve onun uygulayıcılarının eseridir. 

Bize dün kalkan el, bugün kalbimize saplanan bıçak politikacıların elidir, bıçağıdır.

Hükümet Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı toplum gözünde meşru kılabilmek için bir günah keçisi ilan etti: Hekimler!

Hükümet halka sağlık alanındaki olumsuz tablonun hem nedeni olarak hekimleri gösterdi. 

Hükümet sürekli hekimleri suçlayan hatta aşağılayan bir dil kullandı.

Toplum hekimlere karşı kışkırtıldı.

Oysa, bu hükümet gibi önceki hükümetlerin de sağlık harcamalarının finansmanında vatandaşın cebini bir kaynak olarak seçmeleri hekimlerin tercihi ya da kararı değildir.

Hekimler mesleki özerkliklerini, iş güvencelerini kaybetmemek için itiraz ettikçe hükümet bizi vatandaşın önüne sadece kendi çıkarını düşünen paragözler olarak attı.

Eski sağlık sisteminden canı yanmış vatandaşlar da maalesef bu oyuna geldi...

Hekimler diğer yüksek okul mezunları gibi, her toplumda ve her zaman toplumun geneline göre gelirleri görece daha yüksek bir kesimdir. Hükûmet, bu yalın gerçeği sanki anormal bir durum, bize özgü bir haksızlık gibi anlattı vatandaşa.

Aslında Türkiye’de hekimlerin ezici çoğunluğu (pratisyen hekimler, büyük hastanelerde tam zamanlı çalışan uzman hekimler) uzun yıllar kamusal nitelikte sağlık hizmeti üretmiş emekçilerdir. 

Türkiye’de pratisyen hekimlerin geliri ülkenin ortalama ücretinin 2 katı, uzman geliri 4 katıdır. OECD ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye’nin pratisyen hekim geliri son sırada, uzman hekim geliri ise orta sıradadır.

Hükümete sesleniyoruz:


• Devlet ve üniversite hastanelerinde (hatta aile hekimliğinde) performansa dayalı döner sermaye uygulamasına geçtiniz. 

• Kamudaki sağlık emek sürecini, rekabet ve üretim artışını temel alan özel sektör emek süreci ile benzer hale getirdiniz. 

• Performans sistemi ile hekimler gelirlerini finansal teşvik doğrultusunda hasta görme ve girişim yapmalarına göre temin eder hale geldi. 

• Hasta hekim ilişkisini kamu hastanelerinde bile gelir artırma zeminine oturttunuz. 

• Hekimin öncelikli motivasyonunu hastasını iyileştirmekten çıkardınız; daha çok hasta bakarak, daha çok ameliyat yaparak daha çok gelir elde etmek haline getirdiniz. 

• Ayrıca hekimler genel durumu kötü ya da tedavisi riskli ve güç hastalardan kaçmaya başladı, bunun yerine daha kolay ve rahat performans geliri elde edecekleri hasta ve hastalıkların tedavisine yöneldiler. 

• Hasta hekim ilişkisi bir daha düzelmeyecek şekilde bozdunuz. 

• Gerçek bir kamu hastanesi kar amacı gütmez. Toplumun sağlık ihtiyaçlarını karşılar. Ancak, siz Türkiye’de kamu hastanelerini kar etmeye zorladınız.

• Kamudan kaynak aktararak özel sağlık sektörü yarattınız, ulusal ve uluslararası sermaye için hastane, ilaç ve tıbbi malzeme, özel sağlık sigortacılığı gibi karlı sektörler yarattınız.

TÜM BUNLARI VATANDAŞA SAĞLIK HİZMETİ ERİŞİMİNİ ARTIRMA VAADİYLE YAPTINIZ.
İTİRAZ EDEN HEKİMLERİ DE YALNIZCA KENDİ EKONOMİK ÇIKARINI DÜŞÜNEN İNSAFSIZLAR OLARAK DAMGALADINIZ.


Oysa gerçek bu değil!

Hekimlik mesleği seçimi yalnızca bir kariyer tercihi değildir

Bu mesleği seçerken ve uygularken hümanizm ve insana hizmet etme güdüleri başat rol oynar.

Hekimlerin meslekleri ile edindikleri insana hizmet etme ve hümanizm gibi değerler, bir birey olarak kişisel çıkarları doğrultusunda hareket etmelerine karşı güçlü bir denge oluşturur. Başka pek çok meslekte olmayan bir özelliktir bu.

Hekimler toplumsal olarak şekillendirilmiş bir bilinçle karar verirler. Bunun aksi genel doğru olursa, bir tek hastanın bile esenliği sağlanamaz.

Hekim-hasta ilişkisi hastanın iyiliğini temel alan bir tıp ethosu çerçevesinde oluşan mesleki davranış kurallarına ve karşılıklı güvene dayanan bir ilişkidir. 

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile açıkça hekimliğin varoluşsal temelini değiştirdiniz.

Hekimlik mesleğinin genetiğine müdahale ettiniz.

Bizi hastalarımızla düşman haline getirdiniz.

Hizmet ettiğimiz insanlar katilimiz oldu.

Hala sözde sağlık reformunuzla gurur duyuyor musunuz?


Türk Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu


http://www.turkcer.org.tr/haber.php?id=538

Hiç yorum yok: