14 Aralık 2012 Cuma

ADALET BAKANLIĞI'NA MEKTUP...


Sayın  Sadullah Ergin,
Adalet  Bakanı
Ankara

Adli  Tıp Uzmanı Dr.  Elif   Kırteke’nin,  Adli  Tıp  Kurumu Başkanlığı’nın teklifi üzerine            Bakanlığınızca  27.08.2012     tarihli   Kastamonu  Adli  Tıp Şube   Müdürlüğü'ne sürgün niteliğinde   bir  tayinle karşı karşıya bırakılması  nedeniyle size   bu  mektubu  yazmak  zorunda kaldığımı belirtmek istiyorum.
           
Dr. Elif Kırteke, Adli   Tıp  Kurumu  merkez kadrosunda görev yapan, Devletin  1. Derece ile            sınıflandırdığı, meslekte 25  yılını doldurmuş bir  hekim  olup, uzmanlığı   süresince   Adli            Tıp Kurumu Başkanlığı’nda  2.  İhtisas Kurulu  raportörlüğü,    Afyon,   Elazığ, Kartal,  Üsküdar,          DGM   ve  Ümraniye Adli  Tıp Şube  müdürlüklerinde  görev  yapmış  bir  meslektaşımızdır.          Görev  yaptığı sırada   çalışkanlığı   ile   tanınan  meslektaşımız,  insan    hakları ve   adalet  konusunda  meslek ilkelerine uygun tutum   almasının  yanında  Derneğimizin Yönetim            Kurulu Üyeliği  ile  Onur Kurulu üyeliği, Türk Tabipleri Birliği  Merkez  Konseyi  Üyeliği,            İstanbul  Tabip  Odası  Onur   Kurulu Üyeliği gibi görevleri   yürütmüş   ve  bu  görevler            için meslektaşları   tarafından  tercih  edilmiş  olup    bugüne   kadar  herhangi   bir  idari  veya    mesleki ceza ile  karşı  karşıya kalmamıştır.

Derneğimiz  Yönetim  Kurulu  üyesi  iken hakkında  daha sonra açılan   bir soruşturma  nedeniyle            (bu  hususta   yargının    “kovuşturmaya    yer olmadığı”  kararı   almasına karşın) ATK   yönetimi  tarafından  önce maaş kesme  cezasına,   ardından  da  aynı  soruşturma gerekçesiyle    sürgün niteliğinde  bir  tayin  uygulamasına  (dolayısıyla  ikinci   bir  cezaya) maruz  bırakılmıştır. Dr. Elif Kırteke’nin  ATK’nun vermiş olduğu idari ceza  nedeniyle idari     yargıya yaptığı  başvuru  sonuçlanmadan,  aynı hususta başka  bir  cezaya maruz  bırakılması; bir yıldır  örneği  olmasının yanı  sıra  idari   anlamda da hukuka aykırı bir işlem olarak dikkat  çekmektedir.
                       
Ümraniye  Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nde 22.09.2006 tarihinden 27.08.2012  tarihli   atama   kararına  kadar  iki  milyonluk nüfus  yükünü içeren   bir adliyede  tek  başına  görev   yapmasına  karşın,  adli işlemlerde herhangi bir aksaklık, eksiklik  ve  yetersizliğe yol açmadığı gibi iyi hekimlik değerlerini  ve   bilimselliği savunan, mesleğini ve yaşamını  bu değerlere bağlı    kalarak  sürdüren, meslektaşımızın raporları  ve değerlendirmeleri bilimsel  ve  objektif  kriterler  yönünden  de eleştiri  konusu yapılmamıştır.  

Çalıştığı  merkezde  birden  fazla uzman  görevlendirilmesi gerekirken; meslektaşımızın      şimdiye            kadar  adli tıp  şube müdürlüğü  kurulmamış, bir  odası, herhangi bir personeli bulunmayan     Kastamonu’ya tayin edilmesinin gerekçesini   anlamak   mümkün  değildir. Meslektaşımızın herhangi bir  tayin talebi  bulunmadığı gibi, kamu yararı  yönünden  de bu  tayinin/sürgünün            bir açıklaması  yoktur. Atama meslekten bezdirmek, mesleğini   yapamaz hale getirmek,          iyi         hekimlik değerlerine  sahip bir meslektaşımızı  tüketmek  ve   iş  doyumunu   yok etmekten başka            bir  anlam   taşımamaktadır.  Bir  çeşit   mobbing olarak  değerlendirebileceğimiz  bu atamayla         meslektaşımız  istifa  ya  da emekliliğe  zorlanmaktadır.

Adli  tıp alanında yetişmiş   insan gücünün önemi   sıkça vurgulanırken,
keyfi kararlarla nitelikli insan   gücünün  işlevsizleştirilmesi, mesleğini
bırakmaya  zorlanması;  kurumun kötü yönetildiğine dair bir  kanıt  bir
yönetim  zafiyeti  olarak  değerlendirilmelidir.  Dr. Elif Kırteke’nin başına
gelenler  ilk değildir. ATK yönetimi  son yıllarda  meslektaşlarımıza yönelik uygulamaları            nedeniyle,  idari    yargının konusu  olmakta,  çalışma  barışını  bozmakta,  uzmanlık           derneği ile ilişkili olan üyelerimizi baskılara,  sürgünlere maruz  bırakmakta, meslektaşlarımızın         bilimsel            toplantılara katılımı dahi engellemektedir.
           
Adli Tıp Kurumu adli  olaylarda  kamu   vicdanının tesisi için oluşturulmuş     bir       resmi   bilirkişilik yapılanması olarak ülkedeki tüm    yurttaşlar   ve  yargı    yönünden        son      derece önemlidir.  Adalet kavramının zedelenmemesi ve hukukun   üstünlüğü   ilkesi   yönünden bilirkişilerin bağımsızlığı  ve  objektif  karar    verebilmesi  olmazsa  olmaz   bir ön koşuldur.  İş güvencesi ve özlük   haklarının  bulunmaması,  idari    tasarruflar   adı  altında yapılan görevlendirmeler  bilirkişiler üzerinde baskıya yol  açmaktadır. Mesleki  değerlerini, insan            haklarını ve hukukun     üstünlüğünü savunan meslektaşlarımızın; keyfi    uygulamalara, cezalara maruz  bırakılması, onlardan   çok adalet ve hukuk  üzerinde  kurulmaya çalışılan bir       tahakküme  yol  açmakta,  en   temel değerimiz olan adalet inancını ortadan  kaldırmakta            ve        yargıya güveni zedelemektedir. Bilirkişilerin  bağımsız ve  bilimsel çalışma koşullarının güvence            altına alınması gerekmektedir.           

Adli Tıp Kurumu  uygulamalarına ait sorunlar, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Raporunda da  yer almıştır. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme  Kurulu'nun "Adli Tıp Kurumu
Başkanlığı'nın 2007, 2008 ve 2009 Yıllarına Ait Faaliyet ve  İşlemlerinin Denetimi ile Adli Tıp Kurumu Hizmetlerinin Etkin ve Verimli  Şekilde Yürütülmesinin ve Geliştirilmesinin Sağlanması" Hakkında Hazırlanan 01/07/2010 tarih ve 2010/12 sayılı Denetleme Raporu Özeti”nde

“j.Personele  ilişkin   mevzuat eksikliklerinin  yanı sıra, atama  ve nakil işlemlerinin       yürütülmesinde mevcut  hukuki kurallara  ve hizmet  gereklerine aykırı bazı uygulamalar            gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.”
“k.İhtiyaç duyulan sayı ve nitelikte uzman personelin yetiştirilmesi sağlanamamakta;          yetişmiş  uzmanlar ise Kurum bünyesinde istihdam edilememektedir.”   
        
şeklinde yer almıştır. 2010   yılında belirlenen ve Cumhurbaşkanlığı   Devlet Denetleme       Kurulu            tarafından altı çizilen  bu tespitlere/eksikliklere   rağmen, Adli Tıp Kurumu'nun hukuka ve       hizmet gereklerine  aykırı tutumlarda  (görevlendirmelerde) ısrarı sürmektedir.    

Adli  Tıp Uzmanları  Derneği (ATUD), kurulduğundan bugüne adli  tıp alanında bilimsel ve        etik ilkeleri  önceleyen, adalet ve insan hakları  alanında  sorumluluk taşıdığını  düşünen          bir       uzmanlık derneğidir. Bu  alanda faaliyet  gösteren   tüm  kişi ve  kuruluşlarla evrensel    hukuk  değerlerini geliştirmek amacıyla  diyalogu   amaçlamış ve    meslektaşlarının bağımsızlığını   ve       özlük   haklarının savunan bir tutum almıştır. Ancak, iyimser beklentilerimize rağmen diyalog            ortamının gelişmesine izin  verilmemiş, "ortak  bilimsel toplantılar, Devlet  Denetleme        Kurulu  Raporu, adli tıp uzmanlarının çalışma koşulları  ve  özlük   hakları,  adli   tıp raporlarının      düzenlenmesinde asgari standartlar ve benzeri konularda"  görüşme  taleplerimizin            hiçbirisi           karşılık bulmamıştır. Bu  güne kadar meslektaşlarımız değişik gerekçelerle çeşitli kesimlerin         akıl ve vicdan dışı baskılarına maruz  kalmış, kalmaya da devam etmektedir.
           
Meslektaşlarımızın; sağlık  ve hukuk alanında çaba göstermesi  hekimliğin ve  insan    olmanın           önkoşuludur. Dr. Elif Kırteke’nin de en büyük suçu bu değerleri  savunmak ve keyfi tutumlara          tavır almak olmuştur.

Sonuç  olarak;
Adli Tıp Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu olarak  “Adli  Tıp Kurumu Başkanlığı'nın önerisi,            Bakanlığınız oluru ile   gerçekleştirilen ve haksız olduğunu düşündüğümüz bu naklen  atama   işleminin  geri alınacağı inancı ile bugüne dek bekledik. Meslektaşımız  Dr. Elif Kırteke            hakkında verilmiş olan bu  kararın bir an önce gözden geçirilerek geri alınmasını,  bilirkişiliğin       ve        adaletin en önemli  teminatı olan bağımsızlığın korunması adına talep ediyor ve Adli            Tıp      Kurumu’nun  bağımsız, özerk, bilimsel ve çalışma barışının korunduğu bir yapıya dönüşmesi        için yapılacak çalışmalara gereken desteği vereceğimizin altını bir  kez  daha çiziyoruz.         

Saygılarımla. 11.12.2012
Prof. Dr. Ümit Biçer
Adli   Tıp Uzmanları Derneği           
Yönetim Kurulu Başkanı                      

Hiç yorum yok: