14 Şubat 2012 Salı

TTB'DEN Hopa'daki olaylarda hayatını kaybeden öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili bir rapor...(T24)


Türk Tabipleri Birliği Bilimsel Araştırma Kurulu, Mayıs ayında meydana gelen Hopa'daki olaylarda hayatını kaybeden öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili bir rapor hazırladı.
T24- Türk Tabipleri Birliği Bilimsel Araştırma Kurulu, Mayıs ayında meydana gelen Hopa'daki olaylarda hayatını kaybeden öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili bir rapor hazırladı. Raporda "Ölüm ile kimyasal gaza maruz kalma arasında nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır" denildi.
Türk Tabipleri Birliği Bilimsel Araştırma Kurulu, Mayıs ayında meydana gelen Hopa'daki olaylarda hayatını kaybeden öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili bir rapor hazırladı. Bugüne kadar yapılan otopsi ve oluşturulan raporlar esas alınarak hazırlanan rapor Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan tarafından açıklandı. Basın toplantısıyla yapılan açıklamaya TTB 2. Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tunçalp Demir ile Pataloji ve Adli Tıp Uzmanı Uzman Dr. Ümit Ünüvar katıldı. 
 342 avukat TTB'ye başvurmuştu
TTB 2. Başkanı Aktan, raporun konusunda uzman isimler tarafından hazırlandığını söyledi. Aktan, Metin Lokumcu'nun ölümünün ardından Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporda ölümün akciğer ve kalp rahatsızlığı sonucu olduğuna işaret edildiğini söyledi. Ancak, Lokumcu'nun ailesi adına harekete geçen 342 avukatın TTB'ye başvurarak bir bilimsel rapor hazırlanmasını istediğini belirtti. 
Konuyla ilgili olarak, TTB Bilimsel Araştırma Kurulu'nun toplanarak eldeki otopsi raporuna ve diğer verilere dayanarak bilimsel bir rapor hazırladığını kaydetti. Aktan, araştırmada Lokumcu'nun kalp krizi geçirmesinin nedenleri ile yoğun kimyasal gaza maruz kalma arasında bir nedensellik bağı olup olmadığına bakıldığını söyledi. 

'Bu tür gazlar yasaklanmalı'

Buna göre, TTB'nin hazırladığı bilimsel araştırma kurulu raporunda, kişinin ölümüne neden olacak düzeyde bir kalp hastalığı ya da bir akciğer hastalığı olmadığı, otopsi raporu sonucunda bildirildigi gibi kendisinde mevcut bir hastalık sonucu ölmediğine işaret edildi. Raporda ayrıca, kişinin stresli bir ortamda kimyasal gaza maruz kaldığı, ölümün kimyasal gazın akciğerde hasar, solunum yetersizliği, akciğer ödemi ve bunların tetikleyebileceği ventriküler fibrilasyondan kaynaklanabileceği söylenerek, "Ölüm ile kimyasal gaza maruz kalma arasında nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır" denildi. 
Aktan, "TTB'nin Bilimsel Araştırma Kurulu'nun Metin Lokumcu ile ilgili hazırladığı rapor, toplumsal olaylarda kullanılan gaz bombasıyla ölüm arasındaki nedensellik bağını ortaya koymasıyla bir ilktir ve bilimsel literatür açısından da son derece önemlidir " dedi. Aktan, TTB'nin beklentisinin ise, davanın bilimsel gerçekler doğrultusunda ciddiyetle yürütülmesi, gaz kullanımı konusunda sorumluluğu olanların cezalandırılması gerektiği ve bu tür gazları yasaklanması olduğunu söyledi. 

'Otopsi bulguları yanlış yorumlanmış'

Konuyla ilgili konuşan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Trabzon Morg İhtisas Dairesinde yapılan otopsi sonucunda ortaya çıkan bulguların yanlış yorumlandığını belirtti. Fincancı, "Akciğerde çok ciddi bir ödem yani çok ciddi bir sıvı birikimi saptamış olmalarına rağmen, bir akciğer ağırlığının neredeyse iki katına ulaşmış tek bir akciğer, bunu değerlendirme konusunda eksik kalmışlar. Yalnızca onlar mı eksik kalmış? Yalnızca onlar eksik kalmamış. Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurumu da bir rapor düzenledi ve gönderdi mahkemeye. Onlar da eksik kalmış" dedi. Fincancı, bu nedenle Adli Tıp Kurumu'ndaki atamaların da bilimsel ve nesnel ölçütlere dayanmadığını aktardı. 
Fincancı, " Eğer dayanmış olsaydı 818 gramlık akciğeri değerlendirme bilgi ve becerisine sahip meslektaşlarım orada çalışıyor olurdu. Demek ki orada böyle meslektaşlarımız çalışmıyor. Demek ki onların orada çalışması uygun görülmüyor. Çünkü pervasızca gaz bombası atabilmek ve bunun üzerini örtebilmek hedefleniyor. Aslında devlet eliyle gerçekleştirilen şiddetin ört bas edilmesinde de araç olarak kullanılıyorlar. O yüzden onlara da çağrımdır. Lütfen araç olmaktan vazgeçcinler böyle uygulamalarda. Bu gerçekten hepimiz adına üzücüdür" dedi. Pataloji ve Adli Tıp Uzmanı Uzman Dr. Ümit Ünüvar ise, bugüne kadar medyadan bilindiği kadarıyla biber gazından ölenlerin sayısının 10'un üzerinde olduğunu kaydetti.

TTB BASIN AÇIKLAMASI

Basın Açıklaması                          
13.02.2012

TTB BİLİMSEL ARAŞTIRMA KURULU HOPA RAPORU: 
METİN LOKUMCU’NUN ÖLÜMÜYLE KİMYASAL GAZA 
MARUZ KALMA ARASINDA NEDENSELLİK İLİŞKİSİ 
MEVCUT


Gaz bombası ya da göz yaşartıcı bomba olarak bilinen “gösteri kontrol 
ajanları” uzun yıllardan beri dünyada toplumsal gösterilerin kontrolünde ya da 
savaş kimyasalı olarak kullanılmış/kullanılmaktadır. Ülkemizde de toplumsal 
olaylarda biber gazı kullanımı neredeyse gündelik bir uygulama olmuş; ne yazık 
ki sokaklardan meydanlara, tutukevlerinden hastane bahçelerine dek uzanan bir 
yelpazede halka, hak arayanlara karşı kullanılan bir silaha dönüşmüştür.
1 Mayıs 2007 tarihinde İstanbul’da yaşanan olaylarda İbrahim Sevindik’in;  
son olarak 30.06.2011 tarihinde Batman’da Hatice İdin’in ölümü gibi birçok 
olayda ölümlerin yoğun gaz kullanımına bağlı olduğu iddiaları gündeme gelmiş 
ancak yetkililer tarafından reddedilmiştir. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011 günü Hopa’daki seçim 
mitingi sırasında çıkan olaylarda hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin 
Lokumcu’yla ilgili olarak da ölümün polisin kullandığı biber gazına bağlı olduğu 
iddia edilmiş, Adli Tıp Kurumu Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas 
Dairesinin 20.06.2011 tarihli raporunda ise;  “kişinin ölümünün kendisinde 
mevcut kalpte enfarktüs ve intraalveoler taze kanamaya bağlı kalp ve akciğer 
hastalığı ile meydana gelmiş olduğu” sonucuna varılmıştı. 

Bu rapor sonrasında aile adına 342 avukat tarafından Türk Tabipleri Birliği’ne 
(TTB) başvurularak;
 Müteveffanın kalp krizi geçirmesinin nedeni 
 Müteveffada “mevcut” olduğu belirtilen akciğer ve kalp hastalıklarını 
tetikleyen etkenin ne olduğu, yoğun kimyasal madde kullanımı ile kalp krizi 
arasında nedensellik bağı olup-olmadığı
 Otopsi esnasında analizi yapılan maddeler  (etil alkol, uyuşturucu vb) 
arasında gazın bulunup-bulunmadığı,
 Hopa’da kullanılan gazların isimlerinin/etkin maddelerinin bilinipbilinmediği
 Hangi kimyasal madde/ hangi etkin madde gaz kullanıldığı bilinmeden,
ölüm nedeni tespit edilip-edilemeyeceği 
sorularak, bilimsel görüş ve değerlendirme talebinde bulunulmuştu.

Konuyla ilgili olarak TTB Merkez Konseyi tarafından Prof. Dr. Özdemir 
Aktan (Genel Cerrahi uzmanı, Marmara ÜTF, Genel Cerrahi AD),  Prof. Dr. 
ġebnem Korur Fincancı (Adli Tıp uzmanı, İstanbul Ün. İstanbul TF Adli Tıp AD), 
Prof. Dr. Tunçalp Demir (Göğüs Hastalıkları uzmanı, İstanbul Ü Cerrahpaşa TF, 
Göğüs Hastalıkları AD), Doç. Dr. Murat Sezer (Kardiyoloji uzmanı, İstanbul Ü 
İstanbul TF Kardiyoloji AD),  Uz. Dr. Ümit Ünüvar’dan (Patoloji ve Adli Tıp 
uzmanı, TTB) oluşan  bir Bilimsel Araştırma Kurulu oluşturulmuş ve dosyada 
mevcut belgeler incelenerek hazırlanan rapor ailenin avukatlarına iletilmiştir.
Bilimsel Araştırma Kurulu tarafından yapılan değerlendirmede; 

“1956 doğumlu Metin Lokumcu’nun; 31.05.2011 tarihli hastane evrakı, 
ifadeler, Hopa C. Savcılığı soruşturma dosyası ve 01.06.2011 günü Trabzon Adli 
Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinde yapılan otopsisi bulguları bir arada ve 
bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde;
1. Kişinin ölümüne neden olacak düzeyde bir kalp hastalığı ya da KOAH 
düzeyinde bir akciğer hastalığı olmadığı, otopsi raporu sonucunda bildirildiği 
gibi kendisinde mevcut bir hastalık sonucu ölmediği, 
2. Emosyonel olarak stresli bir ortamda kimyasal gaza (OC ve CS) maruz 
kaldığı,
3. Bilimsel olarak en muhtemel ölüm mekanizmasının; kimyasalın ön 
planda solunum sistemi üzerindeki etkisi ile oluşturduğu akciğer hasarı, 
asfiksi, solunum yetersizliği, asidoz ve daha küçük bir olasılıkla sebep 
olabileceği ani hipertansif krizle birlikte gelişen akciğer ödemi ve tüm bu 
sayılan mekanizmaların tetikleyebileceği ventriküler fibrilasyon olduğu, 
4. Ölüm ile kimyasal gaza maruz kalma arasında nedensellik 
ilişkisi olduğu” 
sonucuna ulaşılmıştır.

TTB Bilimsel Araştırma Kurulu’nun Metin Lokumcu ile ilgili hazırladığı 
rapor,  toplumsal olaylarda kullanılan gaz bombası ile ölüm arasındaki 
nedensellik bağını ortaya koymasıyla bir ilktir ve  bilimsel  literatür 
açısından da son derece önemlidir. 

TTB olarak beklentimiz; 
Konuyla ilgili adli soruşturmanın, Raporun ortaya koyduğu bilimsel gerçekler 
doğrultusunda, ciddiyetle yürütülmesi,


Kendisini bir kez daha saygıyla andığımız emekli öğretmen  Metin 
Lokumcu’nun 31 Mayıs 2011’de Hopa’da  hayatını kaybetmesine  yol açan gaz 
kullanımı konusunda sorumluluğu olanların cezalandırılması,


İnsan sağlığına etkileri nedeniyle bir kimyasal silah olan göz yaşartıcı gazların 
yasaklanması, “hiçbir durumda” kullanımına izin verilmemesi,

Türkiye’de hak aramanın baskıyla karşılaşmadığı bir ortamın tesis 
edilmesidir.

Kamuoyuna duyururuz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ

Hiç yorum yok: